14 Haziran 2015 Pazar

Karne Hediyem-2 ; Feyza'nın İtirafları

"Bu sabah uyandım ve... Neredeyim ben? Birkaç saniye sonra hafızam yerine geldi. Kaç gündür alışamamıştım teyzemlerde uyanmaya. Yanıbaşımda uyuyan Sueda'ya baktım. Amma yaramaz kız. Sonra kalktım yataktan. Gittim, abdestimi aldım. Namazıma durdum. Sabah namazına kalkmaya, zamanla alışmıştım..."
...
Yazmaya verince kendimi, akıp gitmiş. Ne kadar süre oldu bilmiyorum. Aklım eski günlere gidip duruyor. Kitabımın çıkacağı, kapağında kocaman "Feyza Akyarı" ve henüz karar veremediğim başlığın yazacağı zamanı da sabırsızlıkla bekliyorum. Yusuf'u arayayım şimdi. Merak etmiştir, CANIM KARDEŞİM.
Zırrrrr. Yusuf, benden önce davrandı galiba. Yok yok, bu başka birisi. Bilinmeyen numara.
-Efendim,
-İyi günler, Feyza Akyarı ile mi görüşüyorum?
-Evet, buyurun.
-Şey Feyza ben Sueda.
-Aaa, nasılsın Sueda? Görüşmeyeli çok oldu.
-Evet, ben de telefonumu yeniledim. Bu yeni numaram. Eski telefonum suya düşünce, tüm numaralarım silindi. Şimdi ben, yayınevinden aldım numaranı.
-Evet, ne oldu, mühim bir şey mi vardı?
-Aynen, ama sürpriz. Yarın öğleden sonra Bursa'ya geleceğim. Ama bir kestaneli pasta da ısmarlarsın artık. :-)
-Seve seve canım, sen benim hem kuzenim hem de çocukluk arkadaşımsın. :-)
-Neyse görüşürüz!
-Hoşçakal canım!
...
Yazıyorum yine. Eksiksiz, tüm hatırladıklarımı yazıyorum.
"Sueda'yı uslandırmamı, üzüm üzüme baka baka kararır, sözüne uygun olarak onu hanım hanımcık, dini yerinde bir kız yapmamı istiyordu teyzem. Ancak kız uslanmak bilmiyordu. Bir komplo istiyordu adeta. Her gün beni uyuttuğunu sanarak kaçıyordu evden. Hiçbir şey onu yıldıramaz olmuştu. Ama, benim de bir planım vardı. Önünde de ileride "kötü yıl" diyeceği bir yılı...
Kuzu tavırlarla kendime güvendirip, günün birinde, annesine söyledim. Kızdı teyzem. Gelince soracağına yemin etti. Sonra...
Yalan söyledi tabii. Yalanını ortaya çıkardım, eniştemle konuşarak. Adı yalancıya çıktı mahallede. Ve tabii, en sevdiği arkadaşı Cemre'nin de... Bunun üzerine, arkadaşlarıyla arasını bozdum. Asıl darbeyi, en son vuracaktım.
Artık mahallede bir tek bana güveniliyordu. Tabii, perde arkasından düzenlenmiş komplodaki payım bilinmiyordu...
Okullar açıldı. Sueda, tam istediğim gibi hırçın, sevilmeyen, yaramaz, savruk bir kız olmuştu. Öğretmenine de yalan söyledim.
"Bu haline çok üzülüyorum, onunla konuşun!" dedim.
İkiyüzlünün tekiydim.
Cemre'ye de;
"Sueda bana; "Yarın Cemreleri şikayet edeceğim öğretmene" dedi. Çok oyunbozan. Ona güvenmiyorum." dedim.
Ertesi gün, teyzemi amacına ulaştırmak için son adımı tamamlamışlardı.
Bana Sueda'dan çok güvenmişti herkes. Ama, asıl güvenilmemesi gereken bendim..."
...
Ülkü Pastahanesi. Sueda konuşuyor. Durmadan konuşuyor. Yılların hasretini gideriyor.
-Yıllar önce, bir olay olmuştu hani. Hiç unutamamıştık. Senle geçti çocukluğumuz. Ahh, sen benim karne hediyemdin Feyza! Sen, şimdi yazıyorsun hepsini. Hepsini ama... Bense...
Eksikleri olsa da, tıpkı davranışlarım gibi...çocukluğum gibi. Yazdım, içimden gelenleri!

Feyza'nın dolan gözleri, Sueda'nın tutamadığı göz yaşları...

Bir an için herşey durdu sanki, ne demek istiyor bu kız...

İki bakış buluşuyor önce, sonra ikisi de masanın üzerine...

Masanın üstüne konulan kitap... Başlığı da; KARNE HEDİYEM...

Ve Feyza'nın ani kararı... Artık; "FEYZA'NIN İTİRAFLARI" onun kitabının adı....

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Amine'cim okurken duygularımı öyle bir zıplatıyorsun ki; sonunda ağzımı açık bir halde buluyorum. Seni takip ediyorum